7 Mayıs 2008 Çarşamba

Reklamcılığın okulu olur mu ?

Bu soruyu sorana şaşarım ! Kendime de saşıyorum. Fakat parmaklarımı kontrol edemiyorum. Klavyemdeki her tuşa biraz daha sıkıntılı basarken, beynimdeki sektörel sapıtmaları kendim doya doya içemiyor biraz da sizlere sunmak istiyorum. Sakin olun şimdi başlıyorum !
Reklam Sektöründe hizmet vermek isteyen bir çok insan aslında reklamcı falan değillerdir, bunu unutmayalım. Onlar sadece reklamcı olmaya aday kişilerdir. Sektörün yapılanmasında ve güçlenmesinde rol sahibi olan ajanslarda çalışıp, sektöre benim de katkım var diyebilmek isteyen insanlardır. Ben eğitimimi aldım ve geldim, karar senindir patron ! demeyi kabul etmiş olan insanlardır. Aynen üniversite yıllarında reklamcılık eğitimi almaya aday oldukları gibi…
Bunları kabullenip atılım yapan kişiler, birkaç farklı yöntemle sektörde olmayı başarırlar. Birincisi iletişim fakülteleridir. İkincisi Usta – Çırak ilişkisidir. Bu iki seçeneğe bir de referanslarımızın yardım payını eklersek, seçeneklerden hangisinin daha avantajlı olduğunu saptamakta güçlük çekmeye başlarız. Anlaşıldığı gibi daha olayın başında olmamıza rağmen, seçeneklerden hangisinin tam sonuç getireceğini kestiremiyoruz.
Bu noktada kendimize olan inancımız devreye giriyor ve olayı sonuca bağlayan da kendimiz oluyoruz. Genelleme yapmaktan uzak durmak zorunda hissediyoruz.

İlk olarak iletişim fakültesinde 4 yıl eğitim almış, reklam sektöründe var olmak için kendini geliştirmiş ve yetiştirmiş insanları düşünelim. Hepsi birer reklamcı adayıdır. Azimle yollarına devam etmeli ve kendilerine inanmalıdırlar. İkinci olarak sektöre balıklama dalan çırak reklamcı adaylarını düşünelim. Onlar da birer reklamcı adayıdır. Azimle yollarına devam etmeli ve kendilerine inanmalıdırlar. Yani sonuç aynıdır. Bu iki grubu kıyaslama işi patronlara kalmıştır. Kendi istek ve amaçlarına göre seçim yapmakta özgürlerdir. Kimse buna gıkını çıkaramaz. Bu durumdan şikayetçi olan üniversite mezunları varsa Haluk Mesci’ ye içlerini dökebilirler. Faydası olur mu bilemem ama eminim biraz daha kendinize inanmayı denemenizi sağlayan tavsiyeler alabilirsiniz.

Neden herkes reklamcı olabileceğini düşünüyor ?

Etrafımızdaki herkesin bir reklam fikri var. Benim de komik reklam fikirlerim var aslında diyen insanlar her geçen gün çoğalıyor. Yani her geçen gün reklam sektörü kendini biraz daha sevdiriyor. Benim de fikirlerim var diyenler, aslında reklamcılığı bilmeyen insanlardan oluşuyor. Böylece insanlar yapabiliyorsa ben de yaparım diyenlerin havlayıp, ısıramadığı bir iletişim sorunu ortaya çıkıyor. Kıyaslamalar yapılıyor, genellemeler yapılıyor. Fakat herkes bıdı bıdı yapıyor.
Reklamcılığın neden bu kadar arzulanan ve bir o kadar da zor ulaşılan bir meslek olduğunu anlatayım.
Zor ulaşılmasının sebebi, dışardan görünüşü ile içerden yaşanışının bir olmamasıdır. Zaten genel olarak hayattan böyle bir beklentimizin olması da biraz yanlıştır. Yani hayatta her gözümüze ilişen şey beklediğimiz gibi çıkmayabilir fakat her zaman bizim algıladığımız kadardır.
Neden bu kadar arzulanan bir meslek bu reklamcılık dersek; aynen reklamların çocuklar üzerindeki etkisi gibi bir araştırma konusu, reklamların adam olacak reklamcılar üzerindeki etkisi diye araştırılsa sonuç ortaya çıkacaktır. Neden reklamcılık okumak istediniz ? sorusuna bir çok iletişim fakültesi öğrencisi ‘’ bilmem reklamları izlerken çok zevk alıyordum, ben de reklamcı olmak istedim ‘’ cevabını verecektir. Fakat bunu sadece bir ve ikinci sınıflarda yapacaklardır. İlerleyen yıllarda, kendilerini her işe kabul edileceklerini sanan yaratıcı reklam uzmanı olarak tanıtacaklardır.

Bu yüzden sadece 4 yıl eğitime sırtımızı dayayıp, farklılık beklemek çocukların oyuncak istemesinden farklı değildir. Yakınma ve şikayetleri bırakıp, inandığımız yolda ilerlemeye devam etmeliyiz. Adım attığımız her yerde iz bırakmayı bilmeliyiz. İzlerimizi takip edenler hep olacaktır. Yeterki onlar bizim izlerimiz olsun.

Şimdi bu kadar yazdıktan sonra yakın zamanda ‘’ Mankenlerden reklamcı olur mu ? ‘’ başlıklı bir yazı yazmak durumunda kalmamak için eleştirime son veriyorum.
Sanırım ‘’ Hayatımız Reklam ‘’ mantığından yola çıkarak bir yerlerde hata yapıyoruz. Bence ilk sorulması gereken soru; herhangi bir insandan reklamcı olur mu ? dur.

Hiç yorum yok: