Dün (6 Ekim 2005) milyonları ekranlara kilitleyen Kurtlar Vadisi dizisinin merakla beklenen ilk bölümü yayınlandı. Herkesin merakla beklediği dizide “sanal reklam” uygulaması dikkatleri çekti. Pepsi ve Çaykur markalarının dahil edildiği uygulama ile Türkiye’ de bir ilk de denenmiş oldu. Böylece DigiTürk’ ün futbol maçları için kullandığı sanal reklamlar, artık yerli yapım bir Tv dizisinde de boy göstermiş oldu.
Dizinin belli yerlerinde Pepsi ve Çaykur markaları masa ve sehpaların üzerinde seyirciye sunuldu. Fakat o kadar düzensiz ve özensiz sunuldular ki, Pepsi tenekleri ya da çay paketleri telefon kablolarının üzerinde bile rahatça durabiliyordu. Tepside uçan pepsi kutusu mu dersiniz, yoksa sehpanın altına yerleştirilmiş çay mı? detaylar çok rahatsız edici ama bir o kadar da dikkat çekiciydi.
Dikkat çekici olması demek başarılı bir uygulandığı anlamına gelmiyor, yapmacık bir uygulama demek oluyor. Çünkü insanların belli bir heyecan düzeyinde izlediği, her karesinden anlamlar çıkardığı bir dizide bu kadar düzensiz olursanız kötü tepkiler alır, seyircide antipatiye yol açarsınız. Zaten ürün yerleştirmenin amacı da seyirciye hissettirmeden, hayatın içinden markaların senaryolara uyarlanmasıdır.
Açıkcası, Tv dizilerinde sanal reklam uygulamak iyi fikir. Durum böyle iken markaların düzenli ve içeriğe uygun yerleşimi de temel kural olmalıdır. Buna dikkat edilmez ise aynen Kurtlar Vadisi’nde olduğu gibi etkili gibi görünen, rahatsız edici sonuçlar alınmaya devam edilir.
Sonuç olarak, Türkiye ilk defa böyle bir uygulamanın Tv dizilerinde denenmesi güzel bir gelişmedir. Umarım zamanla gelişen teknik ve teorik bilgiler, sanal reklam uygulamasının kullanımını artırır, daha az rahatsız edici ürün yerleşimleri reklamcılık sektörüne yeni heyecanlar katar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder